Ucuz alan, pahalı alır. : Ucuz olan mal çabuk eskir, pahalıya alınmış gibi olur.
Ucuz etin yahnisi yavan (tatsız) olur. : Ucuza mal olan şeyler niteliksizdir.
Ucuzdur vardır illeti, pahalıdır vardır hikmeti. : Ucuz şeylerin ucuzluğuna tamah etmemeli, pahalı şeylerin de pahalılığından korkulmamalıdır.
Uçan kuş aç kalmaz. : Yaşam kavgası vermeyi bilen ne yapar yapar rızkını çıkarır.
Ufak at da civcivler yesin. : Çok yalan söyleyen veya olayları abartan kişilere inandırıcı olmadığını belirtmek için söylenen bir söz.
Uğru, kalana yanar mal sahibi gidene. : Aynı sonuçtan kimi yarar görür, kimi zarar.
Uğruluğa gitsen, insafı elden koma. : Kötülüğün bile sınırı vardır.
Ulu ağacın gürültüsü dal ile, mutlu evin yakışığı döl ile. : Bir ağacın dal budak salarak gürleşmesi gibi bir ailenin mutluluğu da yetiştirdiği çocuklarla pekişir, gürleşir.
Ulu sözü dinlemeyen, uluyakalır. : Büyüklerin verdiği her öğüt yaşadıkları veya tanık oldukları bir olaya dayanır, bir büyüğün kulak ardı ettiğimiz sözünün önemini, başımız derde girip sızlanmaya başladığımız zaman anlarız.
Ulular köprü olsa, basıp geçme. : Başkaları ezici, kırıcı davransa da sen onlara uyma, büyüklere karşı saygıda kusur etme.
Ulularla urgan çekişme. : Senden daha güçlü ve bilgili olanlarla iyi geçin, zıtlaşma yenilirsin.
Ummadığın taş baş yarar. : Küçük veya önemsiz şeyler de çoğu kez büyük etkiler yapabilir.
Umut, fakirin (garibin) ekmeğidir. : Yoksul kişi, hep yakında bolluğa, rahata kavuşma umudu içinde yaşar.
Usta maymun kamçı istemez. : İşini iyi bilen kişiye zorlama gerekmez.
Usta yanında perende atılmaz. : Bir konuda tam beceri kazanmamış olan kişi, o işin uzmanıyla kalkışacağı üstünlük yarışında yenilgiye uğrar.
Ustamın adı hıdır, elimden gelen budur. : Gücüm ancak bu kadarını yapmaya yeter.
Ustanın çekici bin altın. : Alanında uzman olan bir kişi, bir sorunu kolayca çözümleyebilme becerisi gösteriyorsa bu, aynı işe yıllarca verilmiş emeklerin karşılığı olarak değerlendirilmelidir.
Uşağı işe koş, sen de ardına düş. : Çocuk kendisine ısmarlanan işi yapamayacağından işi buyuran kimsenin onun arkasından gitmesi gerekir.
Utananın oğlu kızı olmamış. : Bir şeyi elde etmek için çalışmalı, tembel tembel oturmamalıdır.
Utanma pazar, dostluğu bozar. : Taraflar birbirine ne denli yakın da olsalar bir alışverişte açıkça konuşup anlaşmaları gerekir, ?ayıp olur? kaygısıyla başta değinilmeyen konular yüzünden sonradan araya soğukluk, kırgınlık girer.
Utanma pazar, mideyi bozar. : Taraflar birbirine ne denli yakın da olsalar bir alışverişte açıkça konuşup anlaşmaları gerekir, ?ayıp olur? kaygısıyla başta değinilmeyen konular yüzünden sonradan araya soğukluk, kırgınlık girer.
Uyku durak yok. : Dinlenme imkânı yok.
Uzak menzile yavaş gitmeli. : Zaman alacak işler aceleye getirilmemelidir.
çok iyi
Çok az söz var.ANLAMLARI kısa.İyi iyi hem de çok iyi.Caktirmayin,ben CİCİCEE sayfasının puanlarını düşürmeye çalışıyorum.
Bence puanını düşürme